Bilinen aşılar yeni varyanta karşı koruyor mu?

Esmanur GÜLBAHAR - M. Taha ÇELİKBAŞ - Sergen DURAK - Herkes Duysun
BURSA (İGFA) -
COVID-19’un ilk bulguları, 2019 yılında Çin’den bildirildi. Dünya Sağlık Örgütü 2020 yılının Ocak ayında küresel acil durum ilan etti. Dünyada 7 milyondan fazla kişi, ülkemizde ise 120 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Günümüzde ise Koronavirüs yeni varyantlarıyla devam ediyor. Peki bu yeni varyantların belirtileri neler? Pandeminin en yoğun olduğu süreçte yapılan Biontech ve Sinovac aşıları, yeni varyantlara karşı koruyor ?

Prof. Dr. Halis Akalın, Koronavirüs ile ilgili merak edilenleri, Herkes Duysun mikrofonuna açıkladı.

Şu an dünyada 3 virüs çeşidinin gündemde olduğunu vurgulayan Prof. Doktor Halis Akalın, “Bu virüsler SARSCoV-2, RSV ve İnfluenzadır.” diye kaydetti.

BUGÜNE KADAR 700 MİLYON KİŞİ COVİD-19 TANISI ALDI, 7 MİLYONDAN FAZLA KİŞİYİ İSE KAYBETTİK

Eris varyantının belirtilerinin Koronovirüs’e göre daha hafif olduğunu belirten Prof. Dr. Halis Akalın, “2019 yılının Aralık ayında Koronavirüsün ilk bulguları Çin’den bildirildi. Daha sonra Dünya Sağlık örgütü 2020 yılının Ocak ayında küresel acil durum ilan etti. 2020 yılının Mart ayında ise Pandemi ilanı yaptı. O günden bugüne geldiğimizde rakamlara baktığımızda dünyada yaklaşık olarak 700 milyon kişi bu hastalığın tanısını aldı. Yaklaşık 7 milyon kişi hayatını kaybetti. Ülkemizde pandeminin başlangıcından günümüze kadar, kayıtlı rakamlara baktığımızda 17 milyon 232 bin kişi covid-19 tanısı almış ve maalesef 102 bin 174 kişiyi kaybetmişiz. Oldukça büyük, dünyayı etkileyen bir pandemi yaşadık. Varyantlarla beraber hastanın klinik durumu değişiyor. Özellikle hastalık semptomları değişebiliyor. Başlangıçta hastalık şöyle seyrediyordu: Ateş, öksürük, yorgunluk, boğaz ağrısı, iştahsızlık, nefes darlığı, kas ağrıları, burun tıkanıklığı, tat alma kaybı, koku kaybı gibi belirtilerler seyrediyordu. Günümüzde dünyada ve Türkiye’de baskın olan varyant EG.5.1 dediğimiz Eris varyantıdır. Bu varyantın özelliğine de baktığımız zaman da aslında belirtilerinin daha hafif olduğunu görüyoruz. Nezle ya da soğuk algınlığı olarak seyredebiliyor. Dünyada şu an 3 tane virüs gündemdedir. Bunlar SARS CoV-2, RSV ve İnfluenza virüsleridir. Bunun yanına nezle tablosunu da koyabiliriz. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında belirtiler boğaz ağrısı, öksürük gibi semptomlardır. Bazen bu virüsler ağır hastalık tablosuna da yol açabiliyorlar. Örneğin RSV dediğimiz virüs, kalp ve şeker gibi kronik hastalıkları olan ya da bağışıklık sistemi düşük olan hastalarda daha ağır tablolara yol açabiliyor. Grip sezonuna da giriyoruz. Tabloları birbirinden ayırmak için test yapılması gerekir. İnfluenza ya da gribe baktığımız zaman belirtileri yüksek ateş, kas ve baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük olabilir.” dedi.

YENİ VARYANTLAR İÇİN ABD VE AVRUPA ÜLKELERİ YENİ YENİ AŞI GELİŞTİRDİ

Yeni varyantlara karşı yeni bir aşının geliştirildiğine dikkat çeken Prof. Akalın, “Aşı konusuna gelince, pandeminin başından itibaren ülkemizde iki aşı vardı. Biri Biontech diğeri ise Sinovac aşısıydı. Etkinlik açısından baktığımızda ikisi de etkilidir. Yapılan çalışmalarda Biontech %90-95 oranlarında etkiliyken, Sinovac aşısının etkisi ise %85’lerdedir. Günümüzdeki Eris varyantına baktığımız zaman aslında bu varyant için Avrupa ülkelerinde ve ABD’de yeni bir aşı gündeme geldi. Özellikle yeni varyantlara etkili olan yeni bir aşı kullanıyorlar.” diye açıkladı.

BİONTECH VE SİNOVAC AŞILARI BİZİ YENİ VARYANTLARA KARŞI KORUYOR MU?

Hatırlatma dozunun önemine ve toplum olarak maske kültürünü kabul etmemiz gerektiğine dikkat çeken Akalın şu ifadeleri kullandı:

“Önceden vurulduğumuz aşılar kısmen de olsa etkilidir. Amerika ve Avrupa ülkelerinde kullanılan yeni aşı kadar etkili olmasa da yapılan çalışmalarda özellikle bir hatırlatma dozunun yapılması ile beraber, kısmen de olsa bir koruyuculuk sağladığını gösteren çalışmalar var. Korunma önlemlerine gelirsek, şu an genel olarak maske kullanmıyoruz ama yine de özellikle öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı gibi üst solunum yolu belirtileri gösteriyorsak mutlaka toplum içerisine çıkarken maske takalım. Bu bir kültürdür ve toplum olarak bunu benimsememiz gerekiyor. Mümkün olduğu kadar kendimizi evde 7 gün kadar izole etmeye çalışalım. 60 yaş üzeri ya da kronik hastalığı olan kişilerin, kendilerini kapalı ortamlardan mümkün olduğu kadar korumaları gerekiyor.”